Kendi Hikayeni Yazmak

13/08/2017

Eline boş bir kağıt ve bir kalem tutuşturuyorum ve diyorum ki ” kahramanı sen olan bir hikaye yaz”. İstediğin yerden başla. İster, önce ağla sonra bas kahkahayı, olmadı çok sinirlenip masaları yumrukla, çok sev ve dağları arşınla … Hikaye senin, nerden ve nasıl başladığın, an’ları nasıl değerli kılacağın sana ait, yeter ki sen yaz.

Sadece izin ver hayat sana hikayeni yaşatsın. O kapıyı sıkı sıkıya kapatırsan eğer, ne giren ne de çıkan olur. Ufak bir selamdan dahi mahrum kalmış olursun. Azıcık arala, güneş girsin hatta, arada bulut gölge yapmak için peşinden sokuluversin.

İmrenerek izlediğin bir diğer hayat senin olamaz ki, sendeki hayaller başka, kahkahalarının ve gözyaşlarının sebepleri farklı, sohbetin farklı, zevklerin farklı. Ses çıkarma masanı paylaşmak isteyen yabancıya, kim bilir onda ne hikayeler saklı ve sana dokunacak belki de bir kuplesi var cebinde. Çizersen sınırı sadece kendi etrafına, sana saklı olan rüzgarlarla savrulmaya hazır değilsin demektir.

Yağan yağmurda, ıslanırken aksilenirsen minik damlalara, ne anlamı kaldı ki o toprak kokusunun hayatında, sonrası çıkan gökkuşağı da hiç heveslendirmesin sendeki dileklerini o zaman.

Yaşamaya bırak kendini, meltem misali esip gelsin sana aklında olan ne varsa. Aceleye gerek var mı? Nasıl olsa karar vermedin mi bir başkasının hikayesinde olmaktansa kendi hikayeni yazmaya?

Hani o gezip görmeyi istediğin ülke var ya? Denizinde serinlemeyi, daracık sokaklarında kaybolmayı hayal ettiğin, sabahında lokmalarını sayan kuşların olduğu, ne kadar uzak olabilirsin ki? Bir hesapla bakalım. Eksik olan ne var ne yok? Nasıl ve ne kadarda ulaşabilirsin? Yaz, çiz ama sakın ola tembellik yapıp erteleme “sonra yaparım” diye kurduğun her bir cümleyi düşmanın belirle… O sonra, hiç gelmez. “Şimdi değilse, ne zaman?”senin tekerlemen olsun.

Korkularını yaşamaktansa, kendi olana sahip çık, arkasında dik dur ve yaşa gitsin! Az bir kaybol bakalım satırlar arasında kendi hikayenin, eğlen, isyan et, çınlayıversin kahkahaların sokaklarda.. Olmadı hüngür hüngür ağla, yükseklerde koca bir kariyer yap, çok çalış, yorul, stresten başına ağrı girsin, çok sevmekten coşsun sendeki kalp, trafikte isyan et, keyfli sohbetlerin, şaşırtan tesadüflerin olsun, kendi hayatının yollarında kaybolma sorumluluğu sadece sende olsun, çıkar keyfini, doya doya yaşa gitsin. Çok mu kolay olacak, tabii ki değil.. E zaten “önümüzdeki yol tertemizse büyük ihtimalle bir başkasının yolundasınızdır*” dikkat!

Lora Sucuyan *joseph campbell

Diğer Yazılar

Takılıp Kalmak

Takılıp kaldıysanız bir şeylere, yapmayın, sallayın gitsin, sıkıca tutarken elinizde ki o cam bardağı kırma riskiniz çok yüksek!

Detaylar
Sonbahar Depresyonu

Sahi sonbahar ve depresyon, koca bir yalan değil mi aslında? Sıcaklığın uykuya daldığı bu harika mevsimde yapılacak bir dolu şey varken üzülüp kendine kapanıvermek neden?

Detaylar
Bedeninizi Sevmek

Kendimizi sevmenin en güzeli değil midir bedenimizi sevmekten başlamak? Evet tabii ki sevgi içten geliyor ancak ayna karşısında da gülümseyerek kendine bir “günaydın” demek neden olmasın?

Detaylar
Modu Değiştirmek

Tam da harika olduğunu düşündüğünüz bir güne “Günaydın “ derken, “Az sonra canınızı sıkan minik bir sinek tüm gün onunla mücadele etmenize sebep olacak” dersem, modunuz anında düşecek ve kim bilir tekrar paşa gönlünüzün keyfini yerine getirmek için neler yapıcaksınız.

Detaylar