Ne Kadar Yoğunsun?

Yoğun olmak kolaydır ve muhtemel bu satırları okurken, sen, bir elinde kahve, karşında klavye diğer yanında ise not defterin yazıp, çiziyorsun. Kısaca, an itibariyle yoğunsun!

Tabii herkesin yoğunluğu farklı şekillerde olabilir. Biri tüm gün maillerini cevaplamasına rağmen masasından hala kalkamayabilir, biri sürekli hava durumu kontrolü yaparken hafta sonu planı içinde kaybolabilir, bir diğeri haber okurken başını kaldıramayabilir, ayakkabılara bayılan bir kadın ise kendini alışveriş sitelerinde gezerken kaybedebilir ve “ yoğunum” diyerek tüm günü harcayabilir.

Peki, yoğun olmak üretken olmak mıdır? Öyle görülebilir veya hissedilebilir ki asla yoğunluk, üretkenlik değildir.

Fark mı? Üretken olmak, ağır bir iştir, yoğunluk ise alışkanlığa dönüşebilir sadece. Üretkenlik, odaklanmayı gerektirir, net ve stratejik düşünmekle birlikte, büyük bir planın parçası olabilmektir. Tabii yoğunluktan kurtulup, hiç mi üretken olamayız. Gayet mümkün.

Yoğunluk arasında, nefes almak ve beyni dinlendirmek adına kısa molalar verin. Dinlenin. Bedenin ve beynin dinlenip, duru düşünmesi için kendinden başkası sana yardım edemez.

Zamanı parçalara bölün, öyle ki, düşünmeye zamanınız olsun, plan yapabilecek durulukta kalsın aklınızdakiler. Birkaç tane topu aynı anda elinizde çevirmeye çalışmaktansa, tek tek, sıra ile keyfine vara vara, odaklanarak çevirin.

Evet, eminim yapılacaklar listesi gözünü sana dikmiş ve hemen hepsi üzerinin çizilmesi için sabırsızlanıyor. O, sabırsızken sen ona uyma, o an her ne yapıyorsan, sadece onu yap. Aklından, bir sonraki iş geçmesin, ola ki geçti ne olur biliyor musun? Hemen elinin altındaki iş eksik olur, bitmez, sürünür. O süründükçe, sen ne üretken olursun ne de yaratıcı. Sustur, içindeki o fısır fısır konuşan sabotörünü hemen! Ve devam et elindeki işe. Bitti mi? İşte o zaman sıradaki gelebilir. Bir iş tamamlanmadan bir diğerine geçmemek senin ilk kuralın olsun.

Hani “çok yoğunum” diyorsun ya, bu yoğunluğunun kaçında durup soluklandığını hatırlıyorsun? Posta okumanın, hafta sonu için otel araştırmanın, sosyal medyada bir başkasının ne yaptığını takip etmekle ne kadar üretken olunabilir. Soluklanırken de hakkını vermeli, bahanelerin ardına saklanmaktansa zamanın hakkını vererek alışkanlıkların kölesi olmadan yaratıcılığa kapı açmalı ki üretkenlikte koşup gelsin yanıbaşına.