Takılıp Kalmak
6/09/2017
Takılıp kaldıysanız bir şeylere, yapmayın, sallayın gitsin, sıkıca tutarken elinizde ki o cam bardağı kırma riskiniz çok yüksek, az bir nefes alın, rahatlasın elinizdeki bardak, sakin sakin yudumlayın çayınızı, her yudumda belini kavradığınız bardağı inceleyin bakalım, sağını, solunu, çapını, altını, üstünü, malzemesini. O, zamanında sıkıp parmaklarınız arasında boğulan bardak nefes aldıkça, keyf başlayacak.
Takılmayın hayallerdeki imkansızlıklara, tabii şunu da bir kenara not edin derim “düşler boş oturmaz” harekete geçin, yazın, çizin, oturun, kalkın, zıplayın, sallanın yeter ki hareket eden olun. Cebinizde minik bir defter olsun, sırdaş ilan edin birbirinizi ve sizdeki ustan geçen her bir düş satırlarda yerini bulsun.
Çıkmaz yol diye bir şey olmayacak, elbet bir yol çıkacak karşınıza, ama yokuş ama taş toprak ama bol çamurlu ama kaygan veya bol sarmaşıklı. Kimisinde keyften yolu uzatmak isteyeceğiz, kimisinde ise isyan edip pes etmek isteyeceğiz ve o yol hiç bitmeyecek gibi gelecek, öyle ya da böyle en kötü ne olabilir ki ? elbet o yol bitecek ve yenileri başlayacak, adımların sonu hiç gelmeyecek aksine hep yenileri, en güzelleri, en kötüleri en yorucuları en kolayları hep olacak.
Takılıp kalmaya ısrarcıysanız eğer, hemen üzerinizde uyuklayan o buluttan bir adım ileriye adım güneşi görme şansını da geri tepiyorsunuz demektir. Oysa fırsatlar dünyası denilen dünyayı kendiniz yaratabilirsiniz. Bir başkasından medet ummak miskinlikten öte bir şey değildir. Az bir gayret az da cesaret ile çekip çıkarın içteki kancayı takıldığı yerden ve hop diye hemen dört gözle bekleyen taze düşlere sallayın gitsin.
Lora Sucuyan
© Cosmomia 2024